İstanbul’da depreme hazırlık kapsamında belirlenen 12 ‘rezerv alan’ tartışma konusu oldu. Şehircilik Bakanı’nın Eyüp, Tuzla gibi bölgeleri işaret etmesi ‘Kuzey Ormanları ve kırsalı yine betona gömülecek’ endişesini doğurdu. Uzmanlar kritik uyarıda bulundu: Son doğal alanlar da yapılaşmaya açılırsa İstanbul asıl afeti o zaman yaşar.
Merve Şişman’ın Karar Gazetesi’nde yer alan haberine göre, İstanbul depremi için endişeler dile getirilirken Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki “12 rezerv alan belirledik. Riskli alanları taşıyacağız” dedi. Esenler, Eyüp, Tuzla gibi bölgelerin seçilmesi tartışma yarattı. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, işaret edilen bölgelerde ormanlık alanların bulunduğuna vurgu yaparak “Ormanların rezerv alan ilan edilmesi için zemin hazırlandı. Doğal varlıklarımız tehdit altında” dedi.
‘İSTANBUL’UN YAŞAM SİGORTASI TAHRİP EDİLMEMELİ’
Giritlioğlu, planlamanın yetersiz olduğunu belirterek ortaya konulmuş yasal bir model olmadığını da kaydetti. Kuzey Ormanları sözcüsü Başar Alipaça ise rant kaygısına dikkat çekti. “Rezerv alan adı altında Kuzey Ormanları’nı yapılaşmaya açmak İstanbul’u her türlü doğal felakete karşı savunmasız bırakmak demektir. İstanbul’un hayat sigortası olan Kuzey Ormanları tahrip edilmemeli ve katı bir yapılaşma yasağı getirilmeli” uyarısı yaptı.
‘YA MALINI YA CANINI’ DİYEREK DEPREMLE KORKUTUYORLAR
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or da 2012 yılından bu yana çok sayıda alanın imara açıldığına dikkat çekti. Or şu ifadeleri kullandı: İstanbul’u depreme hazırlamak için yapılan planlama gerçekçi değil. Eskimiş binalarının arsaları değerli fakat yoksul insanlarımız depremle korkutularak ‘ya malını ya canını’ der gibi tehdit ediliyor. Yapılması gereken yeni alanların imara açılması değil, şehri yeni göçler için cazip olmaktan çıkarmaktır.
Kahramanmaraş merkezli 6 şubat depremlerinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. 50 binden fazla canın yitirildiği depremler sonrası dikkatler kapıdaki tehlikenin beklediği İstanbul’a çevrildi. 600 bin konutun acil dönüştürülmesi gereken kentte beklenen atılımın yapılmaması tepki çekerken hükümet 17 Ağustos depreminin üzerinden 25 yıl geçmesine rağemen İstanbul’da dönüşüm atağına geçtiklerine dair plan açıkladı. Yarısı devletten yarısı vatandaştan olmak üzere dönüşümün yerinde ve belirlenen rezerv alanlarında yapılacağını duyurdu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki Esenler, Tuzla ve Eyüp ilçelerinde 12 konut rezerv alanı belirlediklerini söyledi.
REZERV ALANLARA 500 BİN KONUT
Özhaseki, İstanbul’da 350 bin 400 konutun dönüşeceğini söyledi. İstanbul’da mera alanı diye geçen, orman vasfını yitirmiş arazilerin olduğu 12 yerin rezerv alanı olarak belirlendiğini belirten Özhaseki, “Buralarda yapacağımız hazır 450-500 bin konut olacak. Birisinin çevresinde Esenler, Eyüp var. Birisi Tuzla civarında. İlk etapta en riskli alanları buraya taşıyacağız. 1 milyona yakın konut yapacağız. Birkaç yıla bunları bitiririz biz. Kimseyi evinden etmek gibi bir derdimiz yok, tek derdimiz İstanbul’u depreme hazırlamak” dedi.
BELİRLENEN ALANLAR ORMANLIK
Ancak belirlenen rezerv alanlar tepki çekti. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu “Daha önce 20 tane rezerv alan dediler şimdi 12 diyorlar. Yarın ne derler bilmiyorum. Bakan Özhaseki, Tuzla, Eyüp, Esenler’i sadece işaret ediyor, ortaya yasal olarak konmuş bir model yok. Finansal model de yok. Devlet tarafından ödeneceği söylenen, ortaya konan çok yüksek rakamlar var. Tamamen içi boş, altı doldurulmamış söylemler üzerinden şu anda bir takım vaadler veriliyor. Umut dağıtılıyor, çünkü seçimler geliyor. İşaret edilen yerlerde ormanlık alanların olduğunu görüyoruz” dedi. Yeşil alanların tehdit altında olduğunu belirtti.
DOĞAL ALANLAR TEHDİT ALTINDA
Rezerv alan denilen yerlerde müteahhitle vatandaşın karşı karşıya kalacağını söyleyen Giritlioğlu “Bakan ‘1 milyona yakın konut yapacağız’ diyor. 7471 sayılı yasayla tescil dışı alanlar da dahil olmak üzere rezerv alan yapımının hızlandırıldığını gördük. Sahipsiz alanlar, ortak tarım alanları, meralar, ormanlar bütün buraların rezerv alan ilan edilmesi için her türlü zemin hazırlandı. Dolayısıyla bütün doğal varlıklarımızı tehdit altına sokan bir politika var. Doğrudan kamu arsaları üzerinden yürütülüyor” dedi.
DÜZGÜN BİR PLAN ORTADA YOK
Özhaseki’nin rezerv için işaret ettiği alanlara değinen Doç. Dr. Giritlioğlu sözlerini şöyle sürdürdü “Esenler, Tuzla, Eyüp… deniyor bu bölgelere baktığımızda ormanlık arazilerin fazla olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ormanların da bir tehlike altında olduğunu düşünüyoruz. Devletin buradaki rolü ne? Belli değil. TOKİ’yle şu kadar konut yaptık diyor. Ürettiniz ama ne kadarı gerçekten ihtiyaca yönelik konut, ne kadarı lüks konut? Kamu bunun neresinde? Nasıl rol alacak, bunların hiçbiri belli değil.
‘VATANDAŞA ‘YA MALINI YA CANINI’ DİYORLAR’
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or ise KARAR’a 2012 yılından bu yana çok sayıda yerin imara açıldığını söyledi. “600-800 bin arasında bina yapılacak’ açıklamalarına ‘hangileri ne derece riskli bilmiyoruz” diyen Or “İnsanlarımız depremle korkutularak adeta ‘ya malını ya canını’ der gibi tehdit ediliyor” şeklinde konuştu. İstanbul’u depreme hazırlamak için yapılan planlamanın ‘gerçekçi’ olmadığına dikkati çeken Or “600 bin yapının içinden rasgele seçilmiş 50 veya 100 binini yenilemek şehrin deprem risklerini azaltmak için gerçekçi ve ciddi bir yaklaşım değil” ifadesini kullandı.
‘DEPREM BAHANE ASIL AMAÇ RANT’
Kuzey Ormanları sözcüsü Başar Alipaça, KARAR’a yaptığı açıklamada depremin bahane edilerek İstanbul’un beton denizi haline geldiğini söyledi. “İstanbul’un kuzeyinde yer alan doğal ve kırsal alanlar ağır tahrip altında ve yaklaşık beşte biri on yıl gibi kısa bir sürede tamamen kaybetti” diyen Alipaça, geriya kalan parçaların da bölünerek rant odaklarının hedefi olduğunu söyledi.
Alipaça sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyasal iktidar her fırsatta depremi bahane ederek İstanbul Kuzey Ormanları ve kırsal alanlarını rezerv alanlar kapsamında yapılaşmaya açacağını açıklıyor. Son olarak Çevre, Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki rezerv alan olarak belirledikleri alanların özelliklerini sayarken ‘mera alanları, orman vasfını yitirmiş araziler, kamu arazileri ve askeri alanlar’ olarak tarif ediyor. Bu saydığı alanlar, bir beton denizi haline gelmiş İstanbul’un can suyu, can simidi, son nefesidir. Kuzey Ormanları; deprem, sel, kuraklık, aşırı hava olayları ve gıda kıtlığı gibi toplum yaşamını tehdit eden her türlü afete karşı en büyük hayat sigortası, en önemli savunma gücüdür. Bu yüzden artık hiçbir gerekçe altında kuzey coğrafyası daha fazla tahrip edilmemeli ve katı bir yapılaşma yasağı getirilmelidir.”