Bahar Gönül’ün Birgün’de yer alan haberine göre; Verimli topraklara sahip Trakya, rant ve yağma politikalarıyla yok edilmek isteniyor. Nükleer santral yapma tartışmaları sürerken iktidar bu sefer de Edirne ve Kırklareli bölgesinde Azerbaycan şirketine petrol araması izni verildi. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’na göre, Euroasia Investment AŞ’ye Edirne ve Kırklareli’ndeki toplam 79 bin 121 hektarlık saha için beşer yıl süreyle petrol arama ruhsatı verilmesi kararlaştırıldı.
Bölgeye büyük zarar verecek olan nükleer santral yapımı için ise iktidarın girişimleri devam ediyor. Plansız sanayileşme ve yapılaşmayla yok edilmek istenen Trakya’nın nükleer santralle daha da tahrip edileceğini belirten yaşam savunucuları projeye karşı mücadeleyi yükseltme kararı aldı.
Nükleer santral, Trakya Bölge Çevre Düzeni Planları, Meriç Nehri’nden Çorlu-Çerkezköy Sanayilerine Su Temini Projesi, İklim değişikliği ve kuraklık, yeni sanayi alanları ile madencilik faaliyetleri olmak üzere 5 ana maddeden oluşan gündem toplantısı sonrasında alınan kararlarda mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.
Platform, rant için doğayı talan eden, her türlü projeye karşı bilimsel, hukuksal, toplumsal mücadele vermeye devam edeceklerini vurguladı.
Yayımlanan kararlarda yapımı planlanan nükleer enerji santrali için Çin ile görüşmeler yürütüldüğünü açıklayan Enerji Bakanının, “Anlaşmayı birkaç ay içinde sonuçlandırmak için çalışıyoruz” demecine tepki gösterildi. Çernobil Nükleer Santral faciasından ders alınmadığının vurgulandığı açıklamada “Halen enerji arz fazlalığının yaşandığı ülkemizde daha fazla rant ve kar için bölgemizin ve dünyanın yok oluş projelerine dayanışmayla karşı çıkacağız. Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin yarattığı yıkımın etkilerinin devam ettiği günümüzde, Nükleer Santral başta olmak üzere ekolojik yıkım politikaları açısından son derece kritik bir döneme giriyoruz” denildi.
Nükleer Santral Karşıtı Platform kurulmasına karar verilen buluşmada, “Tarihte İstanbul depremleri yüzünden büyük yıkımlar yaşamış Trakya’ya kurulmaya çalışılan Nükleer Santralin oluşturacağı riskler akılda tutulmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Platform ayrıca, “Ergene Havzası Revizyon Çalışmaları”na resmi kurumlar ve belediyelerin katıldığını fakat halkın ve yaşam savunucularının bu planların oluşum sürecine dahil edilmediğini vurguladı.
Halkın, üniversitelerin, TMMOB, TTB, TBB, Meslek Odaları, STK’lar ve Trakya Kent Konseylerinin görüş ve önerileri alınmadığı bir projenin halkın yararına olmayacağı kaydedildi.
PLANLARDA HALK YOK
Trakya Platformu Hukuk Kurulu Üyesi Av. Bülent Kaçar, Trakya’da ekolojik bir bütün olarak yaşam hakkını savunmak için çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti. Av. Kaçar, “Çernobil’in sağlık, doğa üzerindeki çok büyük olumsuz etkilerini kanser olarak yaşayan Trakya canlıları ikinci bir tehdit karşısında bununla mücadele etme kararı aldı. Çünkü yaşam hakkından daha değerli bir şey olmadığını düşünüyoruz. Doğanın herhangi bir ekonomik faaliyete kurban edilemeyeceğini bizzat Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtilmiştir. Biz anayasal hakkımız, yaşam hakkımız ve ekolojik dengenin tüm doğal varlıklarıyla bir bütün olarak Trakya’da korunabilmesi için Çinliler’le birlikte kurulması ifade edilen bu nükleer santral tehdidine karşı çıkıyoruz. Aynı zamanda iktidarın kamuoyundan kaçırarak hazırlamaya başladığını duyduğumuz Trakya Bölge Planlaması’na karşı da çalışmalarımızı hem kent konseyleri hem de bölgemizdeki duyarlı kuruluşlarla sürdürmeye kararlıyız” şeklinde konuştu.