Sibel Bahçetepe’nin Birgün’de yer alan haberine göre; Kuzey Ormanları ve İstanbul Havalimanı güzergahında bulunan, İstanbul’un Karadeniz kıyısında olan Eyüpsultan’ daki Çiftalan Köyü’ne Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan diyabaz (mıcır) ocağı ve kırma- eleme tesisi için İstanbul Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından yayımlanan duyuruda “Çevre Etki Değerlendirmesi olumlu raporu” vermesi tepki çekti.
TARIM-HAYVANCILIK BİTTİ
Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü Başar Alipaça, BirGün’e yaptığı değerlendirmede Çiftalan Köyü’nün 3. Havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu arasında kalan mevkide yer aldığını anımsatarak “3. havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu için ihtiyaç duyulan inşaat malzemelerinin taşocaklarıyla çıkarıldığı bölge. O yüzden çok kısa sürede bu bölgeyi cehenneme çevirdiler. Burası hem 3. Havalimanı, hem Kuzey Marmara Otoyolu güzergahının arasında kalan inanılmaz güzel bir yerdi, cennet parçasıydı. Bir tarafında kumullar, bir tarafında ormanlar vardı. Ama şu an da bir taşocağı havzasına dönüştürüldü, onlarca taşocağı var. Ormanlık alan kalmadı, valilik kalan son orman parçalarından birine daha taş ocağı izni vermiş. Ormanlar taş ocaklarının arasında kırıntı gibi kaldı. Köylerimizin çevresindeki taşocağı sahaları artık ormanlardan daha fazla” değerlendirmesini yaptı.

MÜCADELE SÜRECEK
Çiftalan’ın uydu görüntülerine dikkat çeken Alipaça, şöyle devam etti:
‘‘Uydu görüntülerinde göl gibi alanlar görünüyor. Bu alanlar aslında maden ocakları faaliyetinden çıkan yeraltı sularıyla oluşan göletler. Köylerde artık tarım, hayvancılık bitmiş durumda. İnsanlar göç ediyor ya da o ocakların içinde yaşamaya devam etmek durumunda kalıyor. Diğer köylerimiz de artık yavaş yavaş bitiyor. Kilyos, Sarıyer, Yeniköy ve Karaburun’daki, Kanal İstanbul hattına kadarki sahil büyük ölçüde tahrip oldu. Orman alanları kalmadı. Bu bölgedeki kalan son ormanlarımız son su havzalarımız da Kanal güzergahındaki inşaat faaliyetlerine malzeme için taşocaklarıyla tahrip ediliyor. Kanal İstanbul kapsamında yapılan yeni inşaat alanları ile birlikte daha da büyüyecek. Bu doğal alanların ormanların ve su alanlarının yok edilmesi demek. İstanbul’un kalan son yeşil alanları da tahrip ediliyor. Son kalan ormanları da verilen bu kararlarla götürecekler. Bölgede madencilik faaliyetlerine son verilmezse hiçbir orman varlığı kalmayacak. İstanbul’un can suyu, son nefesi olan Kuzey Ormanları ve kırsalının üzerindeki bu tarihi yıkıma son verilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
![]()
















