Bahar GÖNÜL’ün Birgün’de yer alan haberine göre; Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinden geçen Çorlu Deresi’nin 1 kilometrelik alanında suyun turkuaz akması sebebiyle Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü inceleme için numune aldı.
Derenin Ergene Nehri’nin kollarından biri olması yıllardır nehrin atık sularla kirletilmesini akla getirdi. Sanayi atıklarının akıtılmasıyla kirlenen Ergene Nehri, Trakya’daki birçok tarım arazisinin sulamasında kullanılıyor. Ergene suyuyla birlikte toprak ve gıdanın da kirlenmesinin bölgede uzun zamandır kanser vakalarını artırdığı düşünülüyor.
Ergene Havzası Çevrecilik Planı’nda imzası olan eski Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci, 1970’li yıllarda Tekirdağ’da başlayan sanayileşmeyle zehirlenen Ergene’nin temizlenmesiyle ilgili hâlâ kayda değer bir önlem alınmadığını vurguladı.
Prof. Dr. İnci, 20 yıl önce düzenlenmiş Ergene Havzasının korunmasını kapsayan 1/100.000’lik Trakya Çevre Düzeni Planı’nın uygulanmadığını belirtti. Uygulanmayan bu planın bu sene süresinin dolduğunu ve yeni planlamalara ihtiyaç olduğunu söyleyen İnci, “1999’da Trakya Üniversitesi’yle dönemin Çevre Bakanlığı arasında bir protokol imzalandı. Trakya Üniversitesi öncülüğünde İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ile yaklaşık 4 yıllık bir çalışma sonucu 1/100.000’lik Trakya Çevre Düzeni Planı’nı yaptık. 13 Temmuz 2004’te plan onaylandı. Ancak bölgenin valileri bu planın gereklerinin yapılması konusunda çekingen davrandılar. Hiçbir şey yapmadılar diyebilirim. Bizim yaptığımız planın da ömrü 20 yıl ve bu 13 Temmuz’da bitti, yeni bir planlamaya ihtiyaç var. Yapılan son toplantıya da planın sahibi Trakya Üniversitesi davet edilmedi” şeklinde konuştu.
ERGENE’DE SİYANÜR VAR
Tarımsal sulamada kullanılan Ergene Nehri’nin içinde siyanür bulunduğunu belirten İnci, yaptıkları çalışmalarda bölge halkının sağlığını uzun süreçte kötü etkilediğini belirtti. İnci, sözlerini şu şekilde tamamladı, “Ergene Nehri’nde siyanür var. Tarımsal alanlar kirleniyor. Kimyasallarla kirlenen toprak kayıp topraktır. Gıda maddelerinde çıkan demir, bakır, çinko ve kurşun çalışmalarımızı göz önüne almadılar. Bu bölgede yaşayan kanserli hastaların prostatında, idrar torbasındaki ve böbrek kanserinde ve aynı kişilerin kanında ve serumunda kadmiyum maddesini normalin dört katında bulduk. Üç tane insan araştırması yaptım. Böbrek tümörlülerde, idrar torbası tümörlülerde, tümörlü hastaların tırnaklarından örnek aldım. Bölgede yaşamayan insanların sonuçlarıyla bölgedeki insanların sonuçlarını karşılaştırdık. Uluslararası insan kanında bulunan kurşunun limit değerinden yüksek çıktığını belgeledik.”