Cumhuriyet Gazetesi’nden Şeyda Öztürk’ün haberine göre, taş ocakları, açık ocak madenciliğiyle yürütülen ve patlatmaların bol kullanıldığı bir maden türü. İstanbul’un da birçok noktasında faaliyet gösteren taş ocakları, köylere dayanmaya başladı. Cumhuriyet, 50-60 yıldır taş ocaklarıyla mücadele eden Sultangazi Cebeci köyünü gezdi. Köyün dibinde yapılan faaliyetler ve patlatılan dinamitler köylüyü bezdirmiş durumda. Hafriyat kamyonları ve dinamitlerin etkisiyle oluşan toz, ağaçları bile grileştirdi. Bunun yanında yurttaşlar, evlerinin sürekli olarak toz toprak içinde kaldığının altını çizdi. Ayrıca dinamitlerin etkisiyle hissedilen sarsıntı, bölgede deprem etkisi yaratıyor. Mücadelenin öncüsü olan kadınlar, çocuklarının korktuğunu ve bölgede yaşayanların solunum yolu hastalıklarına yakalandığını belirtti.
‘BURADA YAŞAYACAĞIZ’
Cebeci Köyü Çevre Koruma ve Yardımlaşma Derneği’ni kuran köy sakinleri, “Normal yaşantımıza geri dönmek, insanca yaşamak istiyoruz. Temiz havaya hasretiz” dedi. Dinamitlerin etkisiyle evlerinin çatladığını belirten yurttaşlar, “Gece gündüz çalışıyorlar. Camlarımız kapalı olsa bile sesleri geliyor. Başka yerden gelenler evlerimizde temizlik yapılmadığını sanır. Sağlığımıza olumsuz etkilerini de siz düşünün” diye konuştu. Solunum yolu sıkıntıları çektiklerini de belirten köy sakinleri “Ailemizde astım hastaları var. Çocuklar camı açmamızı istiyor ama nasıl açalım? Temiz hava mı girecek içeriye?” ifadelerini kullandı. Mücadeleyi sürdüreceklerini belirten yurttaşlar, “Dedelerimiz mübadele zamanı buraya gelmiş. Çıkmayı düşünmüyoruz. Apartmanda değil, köyümüzde yaşamak istiyoruz. Evlerimiz çatladı, ağaçlarımız kesildi. Biz orman içindeki yaşamımızı sürdürmek istiyoruz” dedi.
‘KADEMELİ OLARAK KAPATILMALI’
Kuzey Ormanları Savunması’ndan avukat Esma Çağlak da bölgedeydi. Cebeci köyünün bulunduğu havzanın önemli bir su havzası olduğunun altını çizen Çağlak, “Burası özellikle Kuzey Ormanları ve İstanbul için çok önemli. İstanbul’un içme suyu kaynaklarından Ömerli ve Terkos barajı en önemli olanları. Ancak bunların peşine Alibey Barajı geliyor. Alibey Barajı da bu köye 250 metre uzaklıkta. Barajı besleyen su kaynakları tahrip edilmiş durumda. Köyün içerisindeki Güzelce Kemeri’nin suyunun çekildiğini görebiliyoruz” diye konuştu. Çağlak, “Taş ocağının kademeli olarak sonlandırılması gerekiyor. Ciddi bir halk sağlığı tehdidi oluşturuyor. Buradaki tahribatın hak kaybına da sebep olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.