Birgün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine göre, İstanbul Sultangazi ilçesine bağlı Cebeci Mahallesi yaklaşık 50-60 yıldır taşocakları ile kuşatılmış durumda. Ocakların evlerinin dibine kadar geldiğini, toz nedeniyle sağlıklarının büyük risk altında olduğunu ve binlerce ağacın kesildiğini belirten kadınlar direniş başlattı. Bir süredir basın açıklamaları, farkındalılık kampanyaları, eylemler yapan kadınlar ‘‘Doğamız için direnişteyiz. Çocuklarımıza sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyoruz’’ dedi.
Sultangazi ve çevresindeki taşocakları bölge halkını isyan ettirdi. Kuzey Ormanlarını’nı ve su havzalarını tahrip eden taşocakları ve patlatmalar nedeniyle tozdan, gürültüden nefes alamaz hale geldiklerini söyleyen halk, ‘‘Sağlığımız tehdit altında’’ diye tepki gösterdi. Alibey Barajı’nın 50 metre yakınına yaklaşan taşocaklarının su kaynaklarını da yok ettiğini söyleyen kadınlar, yaklaşık 8 ay önce direnişe geçti. ‘‘İstanbul’un son suyunu, nefesini savunuyoruz. Yaşamımızı betona boğmak için Kuzey Ormanları’nı cehennem çukuruna çevirenlere boyun eğmeyeceğiz” diyen direnişteki kadınlar BirGün’e konuştu.
HASTALIKLAR ARTTI
Merve Sönmez, taşocaklarının yıllardır bölgede faaliyet gösterdiğini belirterek ‘‘Doğayı tahrip ettiler. Köylüyü tozdan, çamurdan bezdirdiler. Kışın çamur, yazın toz… Camlarımızı dahi açamıyoruz’’ dedi. Taşocaklarından çevre ilçeleri de etkilendiğini vurgulayan Sönmez ‘‘Sultançiftliği, Habipler, Yayla Mahallesi, Karadeniz Mahallesi, Esentepe, Gazi Mahallesi bu mahalleler de etkileniyor. Şiddetli ve kontrolsüz dinamitler atılıyor’’ diye konuştu. Bölgede faaliyette olan taşocakları ve İSFALT’a dava açtığını, davanın devam ettiğini kaydeden Sönmez, şunları söyledi:
‘‘Bireysel olarak dört kardeş ve halam ile birlikte dava açtık. Taşocakları Kuzey maden ve Güney maden olarak iki çatı altında toplandı. İSFALT da burayı döküm sahası ilan etti. Madenlerin faaliyetleri son dönemde daha da arttı. Tarlalarımıza, tapulu arazilerimize izin alınmadan tonlarca toprak döktüler. Günde 60 bin kamyon döküm yaptı. Biz bu iki firma ve İsfalt’a 2022’da dava açtık. Toz nedeniyle sebze meyvelerimiz bile çok vermemeye başladı, hastalıklar arttı. Buradaki çoğu insan burada astım, KOAH var. Kanser de artışta. Buradan çıkan toz zehirli. Normal bir toz değil. Şirket ‘Önlem alacağız’ dedi, hiçbir önlem almadı, hepsi yalan oldu. Biz bir direniş başlattık. Geçen haftalarda Sultançiftliği Cebeci Mahallesi’nden kadınlar direnmek istediler, kamyonların önünü kestiler ama üstüne kamyonları sürdüler. Ama polis müdahale etti, gözaltılar yapıldı. Köyümüzde 20- 30 kişi savaşıyoruz, direnmeye devam edeceğiz…’’
EVLER ÇATLADI
Nazlı Akdil ise direnişlerinin yaklaşık 8 aydır sürdüğünü belirterek ‘‘Taşocakları belli bölümlerde çalışıyorlardı. Bu kadar köy içerisinde değillerdi. Daha sonra da daha fazla kazmaya başladılar ve köylere yaklaştılar. Taşocaklarıyla birlikte taşeron firmalar anlaşmalar yaptı. Bunların anlaşmalarının sonucunda daha köyde daha tahribat olmaya başladı’’ dedi.
Tapulu arazilerinin üzerine firmaların toprak doldurmaya başladığını dile getiren Akdil, şöyle devam etti: ‘‘Burası bir köy ve dağ yamaçlarından oluşuyor. Yeraltı suları genelde dağlardan inip derede toplanırdı. Dereyi kapatınca yani su havzası alanını alınca sular yollardan akmaya başladı. Köyü su bastı. Sular gidecek yer bulunamayınca dereye ulaşamayınca bu sefer de baraj kurumaya başladı. Geçen günlerde Alibeyköy Barajı önünde de geçen bir eylem yaptık. Su komple çekildi, bu zamana kadar hiç böyle olmamıştı. Güzelce Kemeri’nin önünde toplandık. Burası aslında Cebeci Köyü idi şimdi Cebeci Mahallesi oldu. Tarım vardı ama toprak doldurma işlemini gerçekleştirdiklerinden, seralarımızın üzerine toprakla örttüklerinden seracılık da bitme noktasına geldi. Taşocaklarının verdiği tahribat çok fazla. Aşırı derecede toz var. Her öğlen saat 13.00’te şiddetli bir şekilde dinamit atıldığı için çoğu evlerimiz çatlak vaziyette. Bu çatlaklar sebebiyle Büyükşehir Belediyesi’ne gelip baksınlar diye başvurduk. Ama şiddetinin normal olduğunu söylüyorlar. Bu firmaların 2028 yılında sözleşmeleri doluyor, yeniden çalışma ruhsatlarının alınmaması için müracatlarda bulunduk. Bir daha bu firmalara izin verilmemeli, taşocakları kapansın.”
∗∗∗
HER HAFTA BİR ETKİNLİK
Kadınların mücadelesine dikkat çeken Nazlı Akdil, şöyle devam etti: ‘‘Her hafta bir etkinlik planlıyoruz, bu şekilde sürecek. Bir bilinç var ve bu bilinç kadınlarla birlikte daha görünür hale geliyor. Biz kadınlar olarak mecburan ayağa kalkmak zorunda kaldık. Çünkü köyün erkeklerinden gelen büyük bir destek yok. O yüzden biz kadınlara iş düştü. Sularımızı, ormanlarımızı, çocuklarımızı korumak için direneceğiz. Çok fazla fazla ağaç kesildi. Artık yeter. Doğamızın gelecek nesillere de kalmasını istiyoruz.”