Mert İnan’ın Haberglobal’de yer alan haberine göre; Küresel iklim değişikliğine bağlı kuraklık riski artan sıcaklık değerleri ile yeniden gündemde. Yaz başında Büyük Menderes Nehri’nin belli kısımlarının kurumasının ardından, İstanbul’a su temin edilen Istrancalar’daki kaynaklar da risk altında. Pabuçdere, Kazandere ve Istrancalar barajlarındaki su seviyesi gittikçe azalırken, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak tablonun etkileri şimdiden merak konusu oldu. İstanbul’un da su ihtiyacını karşılayan Istrancalar’daki kaynaklardan su aktarılmaya devam edilmesi, ormanların korunmaması, ağaç kesimlerinin devam etmesi durumunda Longoz Ormanlarının yok olma tehdidi altında kalabileceği de gündeme gelirken, Orman ve Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı ise; “Istrancalar’dan doğup, Karadeniz’e dökülen derelerin devamlılığı çok önemli. Demirköy dereleri sürekli Longoz Ormanlarını besliyor. Demirköy sularının akıntısı sayesinde Longoz Ormanlarının taban suyu besleniyor ve denize doğru bir tatlı su akışı sağlanıyor. Böylece Karadeniz’in tuzlu suyu Longoz Ormanlarının altına giremiyor” dedi.
YABAN HAYATI UNUTULMAMALI
Kırklareli Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çidem ise, Trakya’daki su kaynakları, yer altı suyu besleme alanları ve su havzalarının mutlak koruma alanı ilan edilmesi gerektiğine dikkat çekerken, “Özellikle Kırklareli ve Tekirdağ’daki madencilik faaliyetlerine su kaynakları bölgelerinde faaliyetlerine izin verilmemeli. Armağan ve Kırklareli barajlarındaki sularımız sadece bölgede yaşayan insanlar için değil, Istranca dağlarında yaşayan yaban hayatı içinde önem arz ediyor” bilgisini paylaştı.
TAHRİBAT KAÇINILMAZ
Ormanlar odun deposu ve madencilik, enerji faaliyetlerinin yapılacağı alanlar görülmemeli diyen Çidem, uyarılarının devamında ise şunları söyledi: “İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya ve Hollanda’da da bile su kıtlığına yol açan sıcak hava dalgasının Ağustos ve Eylül ayı boyunca Avrupa kıtasında etkisini sürdüreceği belirtiliyor. Istrancalar’daki durum kritik olabilir. Kuraklık olursa Longoz ormanlarının tahribat yaşaması kaçınılmaz hale gelir.”
BULGARİSTAN KORUYOR
Istrancalar’ın Bulgaristan’a uzanan kısmının 29 yıldır biyosfer alanı olarak korunduğunu da sözlerine ekleyen Çidem: Aynı ormanın Türkiye tarafı için 2008-2010 yıllarında 130 bin hektar alanda Biyosfer Rezerv alan projesi çalışması tamamlandı. 14 yıldır onaylanmadı. Yıldız Dağları’nın Biyosfer Alan olarak deklere edilmesine yönelik bir adaylık basvuru dosyasının UNESCO MAB Komisyonu tarafından istenen formatta ve içerikte hazırlansa da UNESCO’ya sunulmuyor. Istrancalar acilen biyosfer rezerv alanı ilan edilmeli, yeraltı ve yerüstü su besleme alanları üzerinde her türlü madencilik faaliyeti durdurulmalıdır” diye konuştu.
65 MİLYAR METREKÜP
Akdeniz havzasındaki birçok ülkede kuraklık riskine neden olan aşırı sıcak hava dalgasının Ağustos ve Eylül ayı boyunca etkisini sürdüreceği belirtilirken, Türkiye’nin 2008’de 45 milyar metreküp olan su tüketimi ise günümüzde 65 milyar metreküp seviyesinin üzerine çıkmış durumda. Su kaynaklarının yüzde 71’ini tarımda kullanılırken, DSİ eski yöneticilerinden Dursun Yıldız ise; “Artan nüfus ve yapılaşmanın yanı sıra kuraklık da su krizini tetikliyor. Su kullanıcıları tüketim alışkanlıklarını değiştirmiyor. İstanbul su canavarına dönüşmüş bir kent durumda. Melen ve Trakya Havzası’daki su kaynakları da İstanbul’a aktarılıyor” diye konuştu.