Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin yayınladığı bültene göre; ‘2024 yılının ortalarında yeniden görülmeye başlayan deniz salyası, 2025 itibarıyla ulusal bir afet boyutlarına ulaşmıştır. Marmara Denizi’nin çeşitli bölgelerinde yoğunlaşmalar göstermiş, Mart ve Nisan aylarının soğuk ve yağışlı geçmesi sebebiyle yeni müsilaj oluşumu kısıtlanmıştır. Fakat, havaların ısınmaya başlaması ile yüzeydeki yoğun müsilajın geri dönmesi kaçınılmazdır.

Deniz Yaşamını Koruma Derneği dalgıçları Biyolog Ulaşcan Kayataş, Yaban Hayat Ekologu Baran Aksel Keskin ve gönüllü dalıcı Yener Kuşculuoğlu’nun düzenli olarak sahadan aktardığı gözlemler, müsilajın sene içindeki yoğunluğunun takip edilmesine destek olmakta ve deniz yaşamı tehdit edecek boyutlara ulaştığını ortaya koymaktadır.
Ne yazık ki alınması gereken önlemler, ilgili eylem planları ve çağrılara rağmen, zamanında alınamamıştır. Marmara Denizi’ne ileri seviyede arıtmadan geçmeden basılan her bir metreküp su, müsilajı oluşturan koşulların kötüleşmesine neden olmaktadır.

Yüzeyi kaplayan müsilaj ise deniz ile atmosfer arasındaki gaz alışverişini keserek, Marmara’nın tam anlamıyla oksijen desteğini kesmekte, fiziksel olarak ışığın geçmesini engellemesi sebebiyle fotosentetik mekanizmaların çalışmalarını engellemektedir. Zaman geçtikçe ağırlaşıp dibe çöken müsilaj, deniz dibindeki canlılığın tamamını tehlikeye atmakta ve topyekûn bir yok oluşa itmektedir.

Müsilajın zararının sadece deniz ekosistemleri üzerine olduğunu düşünmek ise son derece hatalı bir yanılsamadır. Balıkçılık sektörü üzerinde doğrudan olumsuz etki yaratarak ekonomik olarak zarar vermekte, deniz yüzeyinde müsilaj içerisinde seyreden veya konakladığı limanı müsilaj etkisi altında kalan teknelerin egzoz ve motor sistemlerinde fiziksel tıkanıklık başta olmak üzere çeşitli olumsuz etkilere yol açmaktadır.

Küresel iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artışı ile tehdit altında olan Marmara Denizi üzerindeki baskıyı azaltmak yalnızca bizlerin elindedir. Bu nedenle, ilgili kurum ve kuruluşlarda görev yapan tüm yetkilileri bir kez daha ortak bir şekilde çalışmaya ve bu afet durumuna karşı acil reaksiyon almaya davet ediyoruz.’