Küresel ısınma balıkların göç mevsimini değiştirdi. Marmara için alarm zilleri çalıyor: Balık stoku bitebilir! Akademisyenler av sezonunun daraltılması gerektiğini belirtiyor.
Özer Akdemir’in Evrensel’de yer alan haberine göre, uzmanlar iklim krizi nedeniyle göç zamanı geciken palamut ve lüfer gibi balıkların Marmara’ya indiklerinde yoğun av baskısı altındaki hamsi ve sardalye gibi daha küçük balıkları bulamadığı ve besinsiz kaldığı, bu nedenle Marmara’da balık popülasyonunun tehdit altında olduğu uyarısında bulundu.
Küresel ısınmanın balıklar üzerindeki etkisini araştıran bir makalede önümüzdeki yıllara dair ciddi uyarılar yer alıyor. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Nazlı Demirel, Doç. Dr. Taner Yıldız ve Doç. Dr. Ekin Akoğlu’nun ortak kaleme aldığı makaleye göre küresel ısınma nedeniyle Karadeniz’in geç soğuması palamut ve lüfer gibi balıkların göçlerinin ertelenmesine yol açıyor. Bu nedenle av sezonları da eylül ortasından ekim ortasına kayarken bu bir aylık gecikme, hamsi ve sardalye gibi daha küçük balıkların daha yoğun avlanmasıyla ‘telafi’ ediliyor. Geç de olsa Karadeniz’den Marmara’ya gelen lüfer ve palamut; temel besin kaynaklarını oluşturan küçük balıkların bu aşırı avlanması nedeniyle besinsiz kalıyorlar. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirten Nazlı Demirel bu gidişle Marmara Denizi’ndeki balık stoklarının tükenebileceği uyarısında bulunuyor.
HAMSİ KİLİT TÜR
Ekim ayında yayımlanan makalede araştırmacılar Marmara Denizi’nin yüzey suyu sıcaklıklarındaki değişimle beraber İstanbul Balık Halinin 20 yıllık karaya çıkarma verilerini inceledi. Veriler balıkların av takviminde kayma yaşandığını ortaya koyuyor.
Yalnızca Türkiye balıkçılığının değil, avcı türler için de çok önemli bir besin kaynağı olan hamsinin, aynı zamanda ekosistemin ‘kilit türü’ olma özelliği taşıdığına dikkat çekilen makalede, hamsi stoklarındaki azalmanın, tüm avcı balık türlerinin stoklarını etkileyecek nitelikte olduğuna dikkat çekiliyor.
AV YASAĞI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
1971 yılından bu yana uygulanan, endüstriyel balıkçılığın zamansal av yasağının, Türkiye’de balık stoklarının korunması için yapılmış bir düzenleme olduğunun aktarıldığı makalede, Türkiye denizlerinde bulunan, ekonomik öneme sahip balıkların büyük çoğunluğunun (hamsi, istavrit, lüfer gibi) ilkbahar-yaz döneminde ürediği, bu balıkların korunması için, 15 Nisan-1 Eylül tarihleri arasında toplam 135 günlük av yasağının bulunduğu ifade ediliyor.
Küresel ısınma kaynaklı Marmara Denizi yüzey suyu sıcaklığındaki değişimleri ve bu değişimin hamsi, istavrit, sardalye, palamut ve lüfer türlerinin İstanbul’daki 20 yıllık avlanma verilerine etkilerinin ortaya konulduğu makalede av mevsiminde acil değişikliklere gidilmesi gerektiği ifade ediliyor. Son 20 yılda, Marmara Denizi yüzey suyu sıcaklıklarının yıllık ortalama 0.05 derece ısınma eğiliminde olduğuna vurgu yapılan araştırmada sıcaklığın canlıların biyolojik döngülerinde belirleyici olduğu ifade ediliyor. Palamut, lüfer gibi türlerin ilkbaharda üreme amacıyla Akdeniz’den Karadeniz’e göç ettiğinin kaydedildiği makalede, balıkların sonbaharda ise kışlama amacıyla Akdeniz’e geri döndüğü belirtiliyor. Mevsimsel olarak su sıcaklığının göç için yeterince soğuması geciktikçe, bu balıkların göç zamanlarının da ertelendiği dile getirilen makaleye göre “Eylül ortasında beklenen palamut ve lüfer, artık ekim ortasında Marmara Denizi’ne geliyor. Bu nedenle hamsi ve istavrit gibi türler üzerinde yoğunlaşan avcılık, palamut ve lüferin temel besin kaynaklarının da tükenmesine neden oluyor.”
“TOPLAM AV SEZONU DARALTILARAK 180 GÜNLE SINIRLANDIRILMALI”
Yıllar içinde türlerin av sezonunun başlangıç ve bitiş dönemlerinde kaymalar yaşanmasına neden olduğu belirtilen makalede, “Lüfer ve palamut avcılığının başlangıcının eylül ortasından ekim ortasına sarktığı, buna karşın hamsi avcılığının kasım ortasından ekim ortasına gerilediği görülüyor. Av sezonunun süresi açısından bakıldığında ise lüfer ve palamut avcılığı ocak ortasında biterken aralık ortasına gerilemiş, hamsi avcılığı ise şubattan ocak ortasına gerilemiş görünüyor.”
Makale avlanan tür sayısının da giderek azaldığına dikkat çekiyor. Özellikle göç ve av sezonlarındaki bu kayma nedeniyle, avcı türler için de çok önemli bir besin kaynağı olan hamsi stoklarının azalmasının tüm avcı balık türlerinin stoklarını etkileyebilecek bir tehdit olduğuna dikkat çekilen makalede şu öneriler sıralanıyor:
- Balıkçılık yönetimi iklim değişikliğinin olası etkilerini gözetecek şekilde acilen yeniden uyarlanmalı.
- İklim değişikliği nedeniyle balıkçılık sezonunun başlangıcı acil olarak 45 gün ertelenerek 15 ekime kaydırılmalı.
- Toplam av sezonu daraltılarak 180 günle sınırlandırılmalı.
Makalede bu değişikliklerin yapılmaması ve önlemlerin alınmaması durumu için “Yakın bir gelecekte Marmara Denizi’nde çok daha sert önlemler alınması ve endüstriyel balıkçılığın tamamen yasaklanması gerekebilir” ifadelerine yer veriliyor. Makalede ekosistem üzerindeki baskıları dikkate alan bütüncül değerlendirmeler yapılarak ‘ekosistem yaklaşımlı yönetim’ anlayışının benimsenmesi gerektiği ifade ediliyor.