(Dr. Eşref ATABEY – Jeoloji Yüksek Mühendisi / Tıbbi Jeoloji uzmanı / Yazar)
Rüzgar türbinleri saniyede 80 metre bir hızla dönen ve en az 30 metre yükseklikte uçları olan devasa kanatlara sahiptir. Bu da onu tehlikeli kılan özelliğidir. Kuşlar, bu bıçakların oluşturduğu akım yoluna uçarak korkunç bir şekilde ölür. Bu durumdan en çok etkilenen ötücü kuşlardır ve yaklaşık yüzde 10’u yırtıcı kuşlardan oluşur.
Güneşte parlayan devasa türbin kanatlarının dönme hareketleri, çıkardığı aerodinamik ses, kuledeki yanıp sönen kırmızı ışıkların ve görüntü etkisi insanlarda sağlık sorunlarına yol açabilir. Rüzgâr Türbini Sendromu uyku bozuklukları, baş ağrıları, kulak çınlaması, titreşimler, kardiyak aritmi, mide bulantısı, sinirlilik gibi ortaya çıkan ve stibüler sistem organlarıyla ilgili çeşitli semptomlarla karakterize edildiği bilim insanlarınca belirtiliyor.
Ekolojik tarım alanı, ovada, doğal gölet ve arboretum ağaçları bulunan bir alanda, göçmen kuşların göç yolu üzerinde Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi tarafından İstanbul, Silivri ilçesi, Alipaşa Mahallesi Mevkii’nde, “Lisanssız Rüzgâr Enerji Santrali Projesi Kapasite Artışı’’ kurulması ve işletilmesi planlandığı belirtiliyor.
29.07.2022 tarihli ÇED Yönetmeliğine göre Rüzgar Enerji Santralleri için ÇED Gereklidir. Bu bağlamda hazırlanan söz konusu raporda rüzgar türbinlerinin alana etkisi, kuş göç yolu üzerinde olup olmadığına, kuşlara, arıcılığa etkisinin neler olacağı, çıkardığı mekanik ve aerodinamik gürültünün yakınında yaşayanlara bir zararı, görüntü etkisi olup olmayacağı, türbin kulesi üzerindeki devamlı yanıp sönen kırmızı ışığın insanların psikolojisini bozacağı gibi etkileri dikkate alınmadığı, her ne kadar alanın ornitolojik yönden çalışması yapılmış ve bazı sakıncalar ortaya konulmuş ise de, çevre ve insan sağlığına etkileri önemsenmediği anlaşılıyor.
RES için ‘’yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır, çevre dostudur’’ denilir. Diğer fosil yakıtlara göre bu doğrudur. Ancak, hiçbir materyale zararlı yönü bulunmamaktadır; sadece faydalıdır diyemeyiz. Su faydalıdır; ancak bir saat içinde bir litreden fazla içildiğinde su zehirlenmesine (hiponatremi) neden olur.
Bilim insanlarınca RES’lerin çevreye ve insan sağlığına olumsuz yönleri bulunduğu, Danimarkalılar bu tartışmaya bir çıkış noktası olarak; karada çok az yeni RES’ler kurulması gerektiğine, bundan sonra RES sayısının denizde artacağı yönünde karar verdikleri konusunda habersiz olunduğu, RES’lerin zararlı yönünden bahsedilmemiş olunmasından anlaşılıyor.
RÜZGAR TÜRBİNLERİ
Rüzgar türbini genellikle kule, merdiven, makine dairesi, rotor, dişli kutusu, jeneratör (alternatör), anemometre, kanatlar, elektrik-elektronik elemanlardan oluşur. Kule uzunluğu 120 metre ve kanat uzunluğu 80 metreyi bulur. Böylece, türbinlerin toplam uzunluğu 200 metreye ulaşır. Çoğu rüzgar türbini 2 veya 3 adet pervane kanadına sahiptir. Rotor tarafından dakikada 30-60 dönüş yapacak şekilde çalışır.
Rüzgar enerji santrallerinin olumlu yönü bulunduğu gibi,
-Arazi kullanım alanı,
-Elektromanyetik alan etkisi,
-Görüntü ve estetik etki,
– Gürültü,
-Bal arıları ve arıcılığa etkileri,
-Kuşlara ve yarasalara olumsuz etkileri vardır
ARAZİ KULLANIM ALANI
Türbinlerin kurulacağı yerlere yolların açılmasında orman ve bitki örtüsü ortadan kaldırılır. Proje kapsamında kurulup işletilmesi planlanan Rüzgar Enerji Santrali; 8274 Ada 300 Parselde, alanın tapu mülkiyet hakkı faaliyet sahibine ait olduğu, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden 2018 yılında Tarım Dışı Kullanım İzni alındığı anlaşılıyor. Ancak iznin RES için kullanılabileceği belirtilmemiş. Sonuçta işletmede olan ve kurulumu yapılacak olan RES’ler tahsis edilen zirai alanı üzerine ovada inşa edilmiştir.
Söz konusu enerji üretimi için mevcut durumda kurulu bulunan 1 adet türbinli Rüzgar Enerji Santraliyle ilgili olarak 2020 yılında ÇED Yönetmeliği kapsamında yapılacak iş ve işlemler bulunmadığından, muafiyet değerlendirme yazısı alındığı, ilave olarak Lisanssız 16.796 m2 1 adet daha türbin alanının planlandığı, alan belirlenirken rüzgâr hızı, yönü, ihtiyaç duyulan enerji durumu, kurulacak türbinin türü ve özellikleri dikkate alındığı belirtiliyor. Lisanssız kurulan RES-1 için nasıl ki işletme bünyesinde bir alan seçildiyse ve herhangi bir kriter gözetilmediyse, RES-2 için de aynı gerekçeyle bir alan seçilmiş olduğu ortadadır. Dolayısıyla RES yeriyle ilgili belirtilen gerekçeler gerçekçi olmamaktadır.
RES İÇİN TARIM DIŞI KULLANIM İZNİ VERİLMİŞ OLMASI KANUNA AYKIRI
RES için tarım dışı kullanım izni alındığı görülüyor. Bu durum 5403 sayılı ‘’Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”na aykırıdır. Kanunu’nun 13.Maddesine göre ‘’tarım arazileri amaç dışı kullanılamaz’’.
Bu iznin Kanunun 13. Maddesi (f) bendine dayanarak alındığı anlaşılıyor. Ancak, buradaki tesis doğrudan enerji satışına yönelik yüksek kapasiteli bir tesis olmayıp, toplam 2 türbinden ibaret, şirketin kendi ihtiyacını karşılama amacıyla yola çıkıldığı, sonradan karar değiştirilerek üretilen enerjinin satışına karar verildiği anlaşılıyor.
Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili bu anlamda bir yatırım değildir. Çünkü burada mevcut 1 adet RES’e ilave olarak 1 adet daha RES yapılmak istenmektedir. Bundan sonra acaba kaçıncısı yapılmak isteneceği belli değildir.
Kanunun 14. maddesine göre, ‘’tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunmasına yönelik uygulamalar’’ bulunuyor.
Tarımsal kalkınma alanları, sulanan, sulanması mümkün ve arazi kullanma kabiliyet sınıfları I, II, III ve IV olan alanlar, yağışa bağlı tarımda kullanılan I. ve II. sınıf ile özel mahsul plantasyon alanlarının proje alanı için izin verilmesi uygun değildir.
Ayrıca T. C. Anayasası Madde-56, ‘’Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir’’; 2872 sayılı Çevre Kanunu Madde-3, ‘’Çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkelere’’ aykırıdır.
BİTKİLERE ETKİSİ
Raporda, ‘’Bitki türleri üzerinde olumsuz etki beklenmemektedir’’ deniliyor. Oysa biliyoruz ki, türbin kanatları döndüğünde yerden yukarıya doğru havayı karıştırır ve savurur, savrulan hava akımıyla zemindeki nem yukarıya doğru yükselir ve ekolojik ortam değişir, çiçekli bitkilerin döllenmeleri zarar görür.
RÜZGAR TÜRBİNLERİNİN BAL ARILARI VE ARICILIĞA ETKİLERİ
Tozlaşmayı sağlamaya yardımcı olduklarından dolayı meyve ve tarımın devamı büyük ölçüde arılara ve böceklere bağlıdır. Dönen rüzgar kanatları böcekler ve arılar için ölümcül bir mekanizma durumundadır.
Bu öldürücü etkinin yanı sıra türbin çevresinde oluşan türbülans ve basınç farkı da arıların kalıcı fiziksel hasar almalarına neden olur. Ek olarak türbin kanatlarından kaynaklı böcek ve arı ölümleri, parçalanmış böceklerin etrafa saçılmasına ve bununla beraber koku oluşumuna neden olarak diğer kanatlı hayvanları da çeker. Böylelikle bu durum artarak devam eder.
Ayrıca arılar; hava sıcaklığını, rüzgârın hızını ve gürültü düzeyini de yine antenlerinde bulunan alıcılar sayesinde algılar. Rüzgâr türbinleri kanatlarından oluşan; gürültü ve kaçak akımların sebep olduğu kaçak gerilim nedeniyle arıların yönlerini şaşırmaları ve kaybolmalarına neden olabilir.
Rüzgar türbinleri kanatlarına ulaşan rüzgarın yarısından fazlasını hareket enerjisine dönüştürür. Gerisi kalan rüzgar ise yüksek hız ile savrulur. Buna bağlı olarak yerdeki nemli havanın yukarıya çıkmasına neden olabilmekte ve çevredeki arı varlığına önemli zararlar verebilir.
Bal arılarının, karınlarında, demir partikülleri içeren çok küçük manyetik kristalleri taşıdıkları biliniyor. Manyetik alanı algılamaları engellenen arıların, besin kaynağını veya kovanı bulamadıkları gözlenmiştir. Arılar çiçekleri sadece renkleri ve kokusundan değil, aynı zamanda onların elektrik alanlarını da algılayabilmektedir.
Diğer bir varsayım, rüzgar türbinleri kanatlarından oluşan; gürültü ve kaçak akımların sebep olduğu kaçak gerilim nedeniyle arıların yönlerini şaşırmaları ve kaybolmaları şeklindedir.
ELEKTROMANYETİK ALAN ETKİSİ
Rüzgar türbinleri, elektromanyetik alan oluşturarak kurulduğu bölgedeki havacılık ve denizcilik haberleşmelerini, radyo ve televizyon yayınlarını olumsuz etkileyebilir. Bu etki, rüzgar türbinlerindeki gövde ve kanatların bir ayna görevi görmesinden kaynaklanır.
Alıcıdan gelen sinyaller yansıtılmakta ve bu sinyaller alıcıya giden sinyalleri doğrudan etkiler.
Raporda, Elektromanyetik Kirliliğin Sağlık Üzerindeki Etkileri ve Koruyucu Önlemlerle ilgili teknik genel bilgilerden uzunca bahsedilmiş, ancak, söz konusu türbinlerin elektromanyetik etkisinin ne olacağından söz edilmediği görülüyor.
GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ
Görsel etkileri rüzgar türbinlerindeki gölge titreşimi ve parıltı şeklinde olur. Güneşin doğuşu ve batışı sırasında rüzgar türbinlerinin dönmekte olan kanatları gölge oynamasına ve gölge titreşimine, benzer şekilde cilalı kanatlara gelen güneş ışığı da etrafa yansıyarak parıltı etkisine neden olur.
Raporda,‘’Türbin ve kanatların beyaz renkli olması da görsel açıdan görüntü kirliliği oluşturmayacak etken olarak yer alacaktır, kanat yapılarının üst kısmı ışığı yansıtabilmekte ve oraya parlama çıkabilmektedir. Ancak kanat yapısının sürekli açık alanda bulunması ve hava şartlarına maruz kalmasından dolayı kısa süre içerisinde parlaklığı oluşturan yüzeyin iletkenliği azalacak ve yüzey matlaşacaktır. Dolayısıyla parlama doğal olarak ortadan kalkacaktır. Proje alanının yakın çevresinde parlamadan olumsuz etkilenebilecek hassas alan ve canlı bulunmamaktadır’’ deniliyor.
Türbin kanatlarındaki parlama insan sağlığını olumsuz etkiler. İnsanın karşısında sürekli dönen devasa kanatları görmesi, asap bozucu bir durumdur.
TÜRBİN KULESİNDEKİ KIRMIZI IŞIK ETKİSİ
Türbine monte edilen sürekli yanıp sönen kırmızı ışık, uzaktan bile görüldüğünden zamanla insanın dikkatini dağıtır ve psikolojisini bozar.
TÜRBİN KANATLARININ GÖLGE ETKİSİ
Türbin kanatları güneşli havada gölge oynaması yapmaktadır. Gölge oynaması kanatların dönüş hızına göre tekrarlanmaktadır. Tarlada çalışan insanların gözünün önünden sürekli kanatların gölgesinin geçiyor olması rahatsız edici ve asap bozucu ve görmeyi sekteye uğratan bir durum. Devamlı şekilde türbin kanatlarının gölge oynaması olması tarlada çalışan insanların psikolojisini bozar.
TRAFİK GÜVENLİĞİNE ETKİSİ
Türbinler E80 Avrupa otoyolu, Kuzey Marmara Otoyol bağlantısı ile Avrupa Otoyolu kavşağına yakındır. Günde 12.237 taşıt yükü hesaplanmış. Kavşakta dönüş yapacak araç sürücülerinin dikkatleri ister istemez karşılarında devasa dönen türbin pervanelerine takılacaktır. Bu durum sürücülerde dikkat dağılması olasılığını arttırmakta olup, kaza nedeni olabilir.
Raporda, ‘’Proje alanı ve yakın çevresinde mevcut ya da planlanan bir faaliyet bulunmadığı için kümülatif değerlendirme yapılmamıştır’’ deniliyor. Kümülatif değerlendirme için çevrede bir madencilik faaliyeti gibi faaliyete gerek yok. RES yakınında zirai faaliyet yapılıyor olması kümülatif değerlendirme için yeterlidir. Yakınında yoğun trafik yükü olan otoyol kavşağı bulunmakta. Trafik güvenliği ve tarımsal faaliyetler açısından bile kümülatif değerlendirme gerekiyor.
GÜRÜLTÜ ETKİSİ
Türbinlerden mekanik ve aerodinamik ses yayılır. Mekanik gürültü: Dişli sistemi, jeneratör, soğutma fanları gibi sistemlerden kaynaklanır. Aerodinamik gürültü: Rüzgâr ve kanat etkileşimi nedeniyle oluşan gürültüdür. Mekanik gürültüyü gidermenin yolu vardır; ancak aerodinamik gürültüyü önlemek neredeyse mümkün değildir.
Gürültüyü oluşturan sesin şiddeti desibel ile dB(A) ölçülür. Gürültünün zararlı olmaya başladığı sınır, günde 8 saatlik bir süre için 85-90 dBA’dır. İnsan kulağı 20 ile 20.000 Hz arasındaki sesleri duyar.
Raporda ‘’Gürültü düzeyine etkisi 106 dBA olarak yer alması beklendiği, iki türbinin yan yana ve etkileşim alanında olduğu varsayımı ile işletme aşamasında oluşacak maksimum gürültü seviyesi 95 metrede 64,62 dBA olacağı hesaplandığı’’ belirtiliyor. RES’den kaynaklı aerodinamik gürültü yakında yaşayanlar ile toprakla uğraşanların sağlığına olumsuz etki yapacaktır.
Kanada eyalet düzenlemeleri, kırsal alanlarda türbinlerden yayılan kabul edilebilir maksimum gürültü seviyesini 40 dBA olarak belirlemiştir. Bazı Avrupa ülkeleri gürültü seviyelerinin 35 dBA’ya düşürülmesini istemektedir. Kanada Sağlık Kurumu, ortalama 35 dBA gürültü seviyesine ulaşıldığında gürültü rahatsızlığının önemli ölçüde arttığını ortaya koydu.
Rüzgâr türbinlerinin ürettiği darbeli ses ötesi dalga ve düşük frekanslı gürültü doğrudan uyku bozukluğu ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
GÜVENLİ MESAFE
Faaliyet alanına en yakın yerleşim birimlerinin planlanan türbine 1124 metre doğu yönünde ve mevcut türbine ise 1555 metre mesafede güneybatı yönünde Alipaşa Mahallesine ait evler, planlanan türbinin etki alanının 100 metre ile sınırlı olduğu belirtiliyor.
Ancak bu 100 metre mesafenin bilimsel yönden bir anlamı bulunmuyor. RES-1’e 1335 metre, RES-2’ye 1964 metre mesafede olan Sultan Çiftliğinden ve diğer en yakın yaşam alanları ve taşınmazlardan bahsedilmiyor.
Kaldı ki türbinler zirai alanlar ortasında ve ovadadır. Tarlada çalışanlar sürekli bir şekilde gürültüye, dönen pervanelerden görüntü etkisine, gölge oyununa maruz kalacaktır.
Bazı Avrupa ülkelerinde insanlarda gürültüden kaynaklı Rüzgâr Türbini Sendromu yaşandığı biliniyor. Bu durum insanların evlerini terk etmelerine neden olacak kadar ciddi semptomlara yol açıyor. Yapılan araştırmada güvenli mesafenin en az 2 kilometre olacağını gösteriyor.
RES’LERİN KUŞLARA ETKİSİ
Özellikle dönen türbin kanatları kuşlar için tehlike oluşturur. RES’lerden en çok etkilenmesi muhtemel türler kuş ve yarasalardır. Proje sahası ve yakın çevresinde toplam 68 kuş türü saptandığı belirtiliyor. Bu türlerden 28’i yerli, 13’ü yaz ziyaretçisi, 6’si kış ziyaretçisi ve 21’i de transit göçer. Türlerin toplam 38 (%56) türle ötücü kuşlardan olduğu, süzülerek göç eden türleri içinde toplam 16 tür saptandığı, bu da tür sayısının %24’üne tekabül ettiği raporda belirtiliyor. Türbinlerden etkilenebileceği düşünülen 17 hedef kuş türüne ait 123 geçişte toplam 642 birey kaydedilmiş. Atmacagiller RES sahası ve yakın çevresinde tespit edilen kuş türlerinin %16’sını oluşturuyor.
BERN ve CITES’e göre uluslararası sözleşmelerle koruma altında bulunan Aquila heliaca yerleşik ve üreyen bir tür, yuvasının da Sultan Çiftliği komşu tarlada olduğu Melike Müezzinoğlu tarafından belirtiliyor. Nihai raporda bu türün göçer olduğu değerlendirmesi yapılması bariz bir hataya işaret ediyor.
RES’lerin kuşlar üzerindeki en büyük etkisi, kuşların dönen türbin kanatlarına çarpmaları şeklinde olmaktadır. Özellikle proje alanında, türbinlere yakın alanda yaşadığı Doğa Koruma ve Mili Parklar Genel Müdürlüğünce 24 Ağustos 2023 tarihinde varlığı tespit edilen nesli tükenmekte olan Şah Kartal türü aktif yuva ve üreme kaydına ilişkin veriler elde edildiği belirtilmektedir. Şah Kartalı gibi yırtıcı kuşlar ile leyleklerin uçuşlarında en büyük tehlike elektrik ileti hattı olduğu, Sonbahar göç döneminde Ağustos ayında yapılan ornitolojik izleme çalışmaları kapsamında leylekler ile 1 adet Şah Kartalı yavrusunun Çiftlik bölgesine daha yakından geçen iletim hattına çarpması sonucunda öldüğü belirtiliyor.
BOTAŞ iletme sahası ve çevresinde daha çok kargalar, güvercin, tarla kuşları, ispinoz ile süzülerek göç eden türler yer alıyor. Elektrik hatlarına çarpan Kartalların dönen devasa türbin kanatlarına çarpmaları daha muhtemeldir.
Üç adet olan türbin kanatları 10 ile 200 metre uzunlukları arasında değişmektedir. Çeşitlerine göre kanatlar dakikada 30-60 arası tur atabilmektedir. Bu dönüş esnasında kuşlar kanatlara çarpabiliyor.
Rüzgar türbinleri saniyede 80 metre bir hızla dönen ve en az 30 metre yükseklikte uçları olan devasa kanatlara sahiptir. Bu da onu tehlikeli kılan özelliğidir. Kuşlar, bu bıçakların oluşturduğu akım yoluna uçarak korkunç bir şekilde ölür. Bu durumdan en çok etkilenen ötücü kuşlardır ve yaklaşık yüzde 10’u yırtıcı kuşlardan oluşur.
Rüzgar türbinleri; altın ve kel kartallar, ayuk baykuşlar, kızıl kuyruklu ve kır şahinleri, kerkenezler, özellikle şahinler ve kartallar gibi büyük yırtıcıların ölümleri ekosistemi olumsuz etkiliyor.
Türbinlerin inşaatı ya da işletilmesi sırasında ortaya çıkan gürültü, görüntü veya benzeri rahatsız edici faktörler nedeniyle kuşların bölgeyi terk etmesi ve beslenme ve yuvalama alanlarını kaybetmeleri olarak tanımlanabilir.
RES KUŞLARIN GÖÇ YOLU ÜZERİNDE BULUNMAKTA
İlkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde İstanbul ve Çanakkale boğazları, Trakya Bölgesi süzülen kuşlardan leylekler, pelikanlar ve yırtıcılar gibi görece iri kuşlar açısından en önemli göç alanlarıdır.
Aşağıdaki göç yolları haritalarından, soldaki Türkiye göç yolları haritasını, ortadaki güneyden kuzeye göç eden türlerin Marmara İlkbahar göç yolunu, sağdaki harita ise kuzeyden güneye göç eden türlerin Marmara Sonbahar göç yolunu gösteriyor.
Rüzgâr enerji santralinin bulunduğu alan İlkbahar göç döneminde süzülen göçmen kuşların ana göç rotasının üzerinde bulunmaktadır. 18 Ağustos 2023 tarihinde Leylek göçü sırasında, Leyleklerin rüzgar türbinleri çevresinde uçtuğu, bazılarının türbin motorlarına konduğu fotoğraflanmıştır. Doğa Koruma ve Mili Parklar Genel Müdürlüğünce Sonbahar Dönemine ilişkin Ornitolojik değerlendirme çalışmasının beklendiğinden söz edilmektedir.
Türbin yakınındaki Sultan Çiftliği’nin ekolojik tarım alanı, doğal gölet ve arboretum ağaçları bulunmaktadır. 16 Ağustos’ta Kınalı üzerinde 1500 ve 3000 bireylik iki Beyaz leylek grubu konakladığı belirtiliyor (Melike Müezzinoğlu). Kuzey Avrupa’dan, kıta Afrika’ya olan uzun yolculuklarını, toplamda 8 durakla gerçekleştiren beyaz leylekler için, Silivri’nin doğal ve ekolojik alanlarının korunması önemli.
YARASALARA ETKİSİ
Raporda, ‘’RES türbinlerinin kurulacağı saha ve yakın çevrelerinde yarasaların barınabileceği uygun ortamlar (nemli, derin mağara ve oyuklar) bulunmamaktadır’’ deniliyor.
Ancak, yarasalarla ilgili sahada ayrıntılı bir çalışma yapıldığıyla ilgili bilgiye rastlanılmadı. Çünkü, Türkiye’de yaşayan yaklaşık otuz yarasa türünden 5 tür yarasa bu bölgede yaşadığı bilim insanlarınca belirtiliyor. Türbinlerden yayılan elektromanyetik dalgalar yarasaların yön bulmalarını, radarlarını etkileyerek türbin kanatlarına çarpmalarına neden olur.
Yarasaların rüzgar türbinlerine ‘’işitsel hareket (sese yönelme)’’, ‘’elektromanyetik alan (yön duygusunun kaybolması)’’, ‘’ısı etkisi’’, ‘’tünekleme/geceleme için’’, ‘’doğrusal koridor’’, ‘’çiftleşme (göç yolu üzerindeki yüksek bir alan olması nedeniyle)’’ yönelebilir. Yarasaların hareket halindeki pervaneleri belirlemekte zorlanması, türbin noktalarındaki sürekli ve yüksek ışıklandırma yapılması, orman sınırına mesafesinin 200 m’den daha yakın olması, ağaçların bulunması yarasa ölümlerini arttırır.
Raporda, ‘’Bölgenin kuş göç hareketlerinin yoğun olduğu havzada yer aldığı, proje kapsamında kurulacak 1 adet türbinin faaliyete geçmesinden sonra yapılacak ornitolojik izleme çalışmaları sonunda daha açık ve belirgin olarak ortaya konulacağı, bu anlamda söz konusu projenin gerçekleştirilmesinin, doğal ekosistemin denge ve işleyişi üzerinde özellikle kuşların, yarasaların ve yaban hayatın devamına zarar verebilecek ölçüde etkide bulunmayacağı kanaatine varıldığından söz ediliyor. Bu bir kanaatten oluşmakta, alana ait ayrıntılı bir çalışmaya, gözleme dayanmamakta.
HALK ONAYI OLMADAN RES’E İZİN VERİLEMEZ
Yerel halkın görüş ve önerileri çok önemlidir. Broşür dağıtarak halkın bilgilendirilmesi yapılamaz. Projenin ta başından itibaren şeffaf biçimde yerel halk bilgilendirilmelidir. Bilgilendirmenin tam yapılabilmesi ancak yapılanın iyi yönlerini anlatarak değil, çevre ve insan sağlığına olumsuz yönlerini de açıklamakla olabilir. Halkın onayı olmadan RES’in kurulumuna izin verilemez.
RES’DE KAMU YARARI GÖZETİLMEMİŞTİR
İki türbinden elde edilecek toplam 9.2 MWe elektrik enerjisi, Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (BEDA) DM26010 Silivri TM noktasından bağlanacağı, elektrik tüketim aboneliklerinde, enerji tüketim ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanılacağı belirtiliyor.
Bu durum, şirketin ek enerji kaynağına ihtiyacı olmadığını, asıl niyetinin elektrik enerjisini satarak para kazanmak olduğu anlaşılıyor. Proje ömrünün 25 yıl olacağı öngörülmüş. Şimdi ikinci türbin kurulumu istenmektedir. Bu yöntemle ileriki yıllarda üçüncü, dördüncü hatta onuncu türbinlere ihtiyaç var diye kapasite artırımına gidilmeyeceğinin garantisi bulunmamaktadır.
Burada kamu yararından ziyade, bir şirketin çıkarı söz konusudur. Bu denli yoğun tarımsal faaliyetin olduğu, ovada, yerleşim alanlarına yakın hassas bir bölgede RES kurmanın kamu yararı bulunmamaktadır. Habitata, çevre ve insan sağlığına zararı daha fazla olacaktır.
Kaynaklar
Eşref Atabey. 2023. Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevre. 154s. Sarmal Kitabevi. ISBN: 978-625-6885-04-2. İstanbul.
Eşref Atabey. 2022. Rüzgâr türbinlerinin bal arıları ve arıcılığa etkileri (https://www.temizmekan.com/ruzgar-turbinlerinin-bal-arilari-ve-ariciliga-etkisi/)
Eşref Atabey. 2022. Rüzgâr türbinlerinin kuşlar ve yarasalara etkileri- (https://www.temizmekan.com/ruzgar-turbinlerinin-kuslara-ve-yarasalara-etkisi/)
Eşref Atabey. 2022. Rüzgar türbinlerinin gürültü etkisi (https:/www.temizmekan.com/ruzgar-turbinlerinin-gurultu-etkisi/)
Doğan Kantarcı. 2015. “Rüzgar Enerji Santrallarının (RES) ekolojik etkileri üzerine değerlendirmeler”, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim dalı, 6. Ulusal Hava Kirliliği ve Kontrolü Sempozyumu, İzmir s.563-564.
Marques, A. T., Santos, C. D., Hanssen, F., Muñoz, A. R., Onrubia, A., Wikelski, M., ve Silva, J. P. 2019. “Wind turbines cause functional habitat loss for migratory soaring birds”,Journal of Animal Ecology.
Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi Depolama Daire Başkanlığı Silivri İşletme Müdürlüğü tarafından İstanbul, Silivri İlçesi, Alipaşa Mahallesi, (8274 ADA 300 PARSEL (Eski Adı 640 Ada 1 Parsel) Mevkii’nde, “Lisanssız Rüzgâr Enerji Santrali Projesi Kapasite Artışı (1 Türbin 4,2 MWm/4,2 MWe’den, Toplam 2 Türbin 9,2 MWm/9,2 MWe’ye Çıkarılması)” kurulması ve işletilmesi planlandığı, Nihai ÇED Raporu. 2 Ekim 2023.
https://www.silivrihurhaber.com/leylekler-goc-yolunda-silivri-de-konakladi-93340.html
Kiziroğlu, İ. 2013. Hatay-Samandağ’da işle
tmedeki rüzgar enerji türbinlerine ek olarak inşası planlanan yeni rüzgar türbinlerinin yörede yaşayan ve göçen kuş türlerine etkileri ornitolojik değerlendirme raporu.