Belgrad ormanları kıyısındaki sit alanına yapılmak istenen kaçak beton santraline karşı 40’ıncı kez bir araya gelen Kuzey Ormanları Savunması aktivistleri, ‘İstanbul nefes alsın diye Kuzey Ormanlarını savunacağız’ dedi.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, İstanbul’un Sarıyer ilçesindeki Uskumruköy mevkiine inşa edilen beton santraline karşı yurttaşlar, 40’ıncı kez bir araya geldi. “Sebebi ne olursa olsun, ekokırım faaliyetleri görmek istemiyoruz. Kendi ülkesini sömüren, sömürülmesine yol veren bir yönetim istemiyoruz” diyen Kuzey Ormanları savunucuları, beton santralinin önünde basın açıklaması okudu ve “beton santrali istemiyoruz” sloganları attı.
YK Enerji’nin, Limak‘la birlikte ortağı olan İÇTAŞ tarafından yapılmak istenen beton santrali inşaatı faaliyetlerine gerekli izinler tamamlanmadan başlanmış olması, yerel halk ve çevre savunucuları tarafından 40 haftadır protesto ediliyor. Santralin, özellikle doğal ekosistem üzerinde olumsuz etkilere neden olacağı, Kuzey Ormanlarını tehdit edeceği ve İstanbul’un yaşam kalitesini düşüreceği belirtiliyor.
Uskumruköy Platformu, beton santrali inşaatı önünde yaptığı basın açıklamasında santralin tüm Marmara’ya ve Türkiye’ye geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini ifade ederek, “Dile getirildiği gibi İliç tek değildir ve halihazırda faaliyet gösteren binlerce maden sahası ve taş ocağı on küsür yıllık işletme ömürlerinin ardından ormanlardan, verimli tarım arazilerinden geriye devasa kraterler, zehirli topraklar ve kanserojen su havzaları bırakmaya devam ediyor” dedi.
“İktidar sahipleri, yerli yabancı sermaye ortakları namına çalışarak satışa konu olabilecek her şey satılır mantığıyla, talanın önündeki engelleri kaldırmayı görev edinmiştir. Yıkıma sürükledikleri ekonomiye bir nebze de olsa soluk getireceğini düşünen makam sahiplerini uyarıyoruz; başka İliçler, iş cinayetleri istemiyoruz. Sahte denetimler istemiyoruz. Bilimin objektifliğine koymayan, sahte, kopyala yapıştır ÇED raporları istemiyoruz, ‘ÇED gerekli değildir’ ibaresi görmek istemiyoruz. Sebebi ne olursa olsun, ekokırım faaliyetleri görmek istemiyoruz. Kendi ülkesini sömüren, sömürülmesine yol veren bir yönetim istemiyoruz.”
Yapılmasına karşı çıkılan beton santrali, Uskumruköy Gümüşdere hattı köylerinde yaşayan, çiftlikleri, seraları ve bahçeleri ile doğa içinde yaşamayı tercih eden nüfusu doğrudan etkileyebilir. Santralden yayılacak kirlilik ve gürültünün, insan sağlığına ve bölgedeki diğer canlılara zarar vereceği, ayrıca yer altı suları ve tarım alanları üzerinde kalıcı olumsuz etkiler yaratacağı da ifade ediliyor.
Haziran ayında bugüne kadar resmi olarak ilgili tüm makamlara birkaç kez bilgi edinme başvurularında bulunduklarını açıklayan Uskumruköylüler, “İÇTAŞ Boğaziçi Beton hakkında suç duyurusunda bulunduk ve son olarak, kaçak santralin kapatılmasını İstanbul İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nden talep ettik ancak, idare sessiz kaldığı için son olarak beton santralinin kapatılması için davamızı açtık” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.
‘Uskumruköy’de kanunsuzluğa müsaade etmeyeceğiz’
Kuzey Ormanları Savunması ve Uskumruköy Platformu’ndan Hasan Ali Sarıkaya, sit alanı olarak belirlenmiş bölgede kanunsuz inşaat faaliyetlerine başlandığını fark ettikleri günden itibaren yetkili tüm mercilere durumu bildirdiklerini, ancak bir cevap alınamadığını; bunun üzerine hukuki mücadele başlattıklarını yineledi. “Kuzey Marmara Otoyolu, üçüncü köprü, havaalanı ve Kanal İstanbul projeleri ile bu bölgede AKP’nin yıllardır neler yaptığını biliyoruz” diyen Sarıkaya, Sarıyer’deki köprü projesine beton üretmek için kurulan bu tesisin tamamen kanunlara aykırı şekilde işlediğini ifade etti.
Hasan Ali Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz yapalım, arkasından izni gelir” mantığıyla kanunsuz bir şekilde iş yapmaya başlıyorlar. Bunu bugün Türkiye’nin hemen her yerinde yapılan hukuksuz projelerde görüyoruz. Bizim buradaki savunmamız yalnızca buradaki mesele için değil, her yerde süren doğa mücadelesinin bir parçası. İşin acı tarafı, çevrede yaşayanlar bunun nasıl tahribatlar yaratacağının farkında değil. Halkı ‘buraları daha değerli hale getiriyoruz’ diyerek kandırıyorlar. İstanbul’un kuzeyini, havasını suyunu yok eden bir yapılanma, betonlaşma süreci bu. Biz bu mücadeleyi Uskumruköy’de de sürdüreceğiz, yok etmeye çalıştıkları her yerde sözümüzü söyleyeceğiz.