İstanbul’un Kuzey Ormanları içinde yer alan Belgrad Ormanı, üstlendiği işlevler nedeniyle yaşamsal bir değere sahip olup “muhafaza ormanı” statüsü ile koruma altına alınmıştır. Belgrad Ormanı’nın bu statüsünün korunması zorunludur. Konuyu tarih, bilim, ekoloji, biyoloji ve insan sağlığı açılarından ele alalım.
Kanuni Sultan Süleyman Sırbistan seferinden dönerken beraberinde getirdiği Sırp savaş tutsaklarını bugünkü adı Belgrad Ormanı olan, orman içindeki Bizans döneminden kalma Ayvat köyüne yerleştirilmiştir. Köy, bu yerleşimden sonra, Belgrad köyü olarak anılmaya başlanmış, çevredeki ormanın adı da Belgrad Ormanı olarak benimsenmiştir. Bu orman, 5 bin 237 hektar alanı kapsamaktadır.
Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi-Marmara tipinin geçiş kuşağında yer alan Belgrad Ormanı, özellikle iklim ve toprak koşulları nedeniyle çok sayıda ağaç ve diğer bitki türleri ile hayvan türünü barındırmaktadır. Ormanın “muhafaza ormanı” statüsünde olması ve korunması da bu zengin çeşitliliğin sürekliliğini sağlamıştır. Ülkemizde ilk yaban hayatı üretim istasyonu “Bahçeköy Geyik Üretim İstasyonu” 1959’da burada kurulmuştur.
AĞAÇLANDIRMA VE SU KAYNAĞI
Osmanlı döneminde Orman Mektebi Âlisi’nin ve Cumhuriyet döneminde İstanbul Üniversitesi(İÜ) Orman Fakültesi’nin araştırma ve uygulama ormanı olması nedeniyle, ülkemizin modern ormancılığa geçişinde ilk araştırmalar yapılan ve en çok deneme alanı kurulan araştırma ormanları arasındadır.
Ülkemizin ilk arboretumu (canlı ağaç müzesi) olan Atatürk Arboretumu, bu orman içinde ve 296 hektarlık bir alan üzerinde, 1949’da kurulmuştur. Atatürk Arboretumu, başta dünyanın meşe türleri olmak üzere, 2 binden fazla ağaç ve diğer bitki türünü içermektedir. İstanbul halkı ve akademisyenler, arboretumda bu türleri görme ve araştırma yapma olanağı bulabilmektedir.
Türkiye’de ilk orman fidanlığı Osmanlı döneminde, Orman Mektebi Âlisi öğrencileri için Belgrad Ormanı’nda kurulmuştur(1916). Bu fidanlıktan, Cumhuriyet döneminde Ankara-Gazi Çiftliği’ne de fidan gönderilmiştir. İÜ Orman Fakültesi öğrencilerinin uygulamaları ve iğne yapraklı fidan yetiştirmek için Belgrad Ormanı’nda 1944’te kurulan Bahçeköy Orman Fidanlığı, halen bu işlevleri ile kent ağaçlandırmaları için fidan yetiştirmeyi sürdürmektedir.
Oldukça zengin su kaynaklarına sahip olan Belgrad Ormanı’nda, bazı su kaynakların önüne Bizans zamanında bentler yapılmıştır. Mimar Sinan, yapılan bu su bentlerini onarmış ve yeni bentler eklemiştir. Bu bentler ve su kemerleri, İstanbul’a su sağlayan ana su yapıları durumundaydı ve hâlâ İstanbul’un su gereksinimine katkı yapmaktadır.
Osmanlı döneminde, İstanbul’da zaman zaman gündeme gelen tifo, dizanteri gibi salgın hastalıkların, Belgrad Ormanı’ndaki köylülerin kirlettiği su kaynaklarından oluştuğu saptanmış, köy halkı başka yerlere yerleştirilmiştir.
‘MUHAFAZA ORMANI’ STATÜSÜNÜN VERİLMESİ
Belgrad Ormanı’nın uygun bölümleri, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü tarafından 1956’da düzenlenip halka açılmıştır. Bu orman, çok sayıda dinlenme yeri ile İstanbul halkının gereksinimlerini karşılayan önemli bir işlevdedir.
Su kaynaklarını kirletmeleri nedeniyle köy halkının başka yerlere yerleştirilmesi, daha Osmanlı o döneminde, Belgrad Ormanı’nda su kaynaklarının korunması için alınan bir önlemdir.
Bu koruma anlayışı, Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıl, ele alınan konular arasındadır. Kaynaklarda, Türkiye’de muhafaza ormanı kavramına ilk kez 1924’te çıkan 504 sayılı kanunda değinildiği ve ilk muhafaza ormanının 1950’de su kaynaklarının kalitesinin korunması amacıyla “Belgrad Muhafaza Ormanı” olduğu yer almaktadır. Ancak bir belgeye göre, Belgrad Ormanı’nın bu statüye alınması 1924’te gerçekleşmiştir.
Bu bağlamda, Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sırasında çıkarılan kararnamenin içeriği şöyledir: “Muhafaza Ormanı Kararname Sureti: Belgrad Ormanı 1924 yılında Türkiye Reisi Cumhuru Gazi Mustafa Kemal’in Başkanlığındaki, Başvekil ve Hariciye Vekili İsmet ile diğer vekillerin 12. 11. 1924 (1340) tarihindeki oturumda; Belgrad Ormanlarının numune ormanı olarak Orman Mektebi Âlisi Rektörlüğü’nün tahtı emrine verilmesi, İstanbul’da tarihi su bentlerini ihtiva eyleyen ormanın her türlü tecavüzattan masun bulundurulması, imar ve ıslah edilmesi, talebelerinin tatbikat sahası olarak kullanılması, her ne nam ile olursa olsun mezkur ormana kimsenin girmemesi… karar altına alınmıştır.”
Daha sonra, ormanın “muhafaza ormanı” statüsü yasa kapsamında yeniden vurgulanmıştır: “17.10.1950 tarihinde Tarım Bakanlığı’nın önerisi ile 3116 sayılı kanunun 5653 sayılı kanunla değiştirilen 43. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nun 2.11.1950 tarihli toplantısında Belgrad Ormanı, muhafaza ormanı olarak ayrılmıştır.”
ORMAN RANTA AÇILMAMALI
1950’den sonraki tüm hükümetler, İstanbul halkı için yaşamsal öneme sahip Belgrad Ormanı’nın statüsüne saygılı davrandı. Son günlerde basında yer alan, Belgrad Ormanı’nın koruma statüsünün “milli park” düzeyine indirgenmesi yaklaşımı, bu ormana ve halka yapılabilecek büyük bir kötülüktür.
“Milli park” statüsüne indirgeme, Belgrad Ormanı’nın belirli kesimlerinde rant yaratacak yapılaşmalarla, bu kesimlerin İstanbul halkının elinden alınması anlamındadır. İstanbul halkının ormandaki piknik ve spor olanakları kısıtlanacaktır. Yapılaşma sonucu, ormana binlerce kişi sürekli olarak yerleşecek, araba trafiği artacak ve bu kesimlerdeki ormanlar başta olmak üzere, orman ve su kaynakları kirlenecektir. Orman ekosisteminin parçalanmasıyla yeni yapılaşma ve rant alanları gündeme gelecek ve orman alanı küçülecektir. Belgrad Ormanı’ndaki bitki ve hayvan sayısı azalacaktır. Ayrıca, İÜ Cerrahpaşa Orman Fakültesi akademisyenleri ve öğrencilerinin araştırma ve uygulama olanakları kısıtlanacaktır.
Belgrad Ormanı’nın koruma statüsünün “muhafaza ormanı” olarak devamı, orman ve İstanbul halkı için yaşamsal bir öneme sahiptir. Korumayı “milli park” statüsüne indirgeme, Belgrad Ormanı’nın tükenişinin başlangıcı olacaktır. Belirtilen nedenlerle; İstanbul halkı ve tüm vatandaşlarımızın, üniversitelerin, STK’lerin ve basının, Belgrad Ormanı’nın koruma statüsünün “milli park” düzeyine indirgenmesine karşı mücadele vermesi bir görevdir.
PROF. DR. MELİH BOYDAK
İÜ ORMAN FAKÜLTESİ ESKİ DEKANI