ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, orman yangınlarının önlenmesi için alınması gereken önlemleri sıraladı.
Ümit Buget’in Gazete Duvar’da yer alan haberine göre, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) son yıllarda giderek artan orman yangınları konusunda toplumsal bir kanıksamanın oluşmaya başladığını belirterek ‘’Artan orman yangınları hayatımızın bir parçası değil!’’ uyarısında bulundu.
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümlere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, orman yangınları ile mücadele için hazırladığı yol haritasını kamuoyuyla paylaştı.
Prof. Dr. Ünal Akkemik, özellikle batıdaki sahil kentlerine göçün artması ile büyüyen yerleşim alanlarının ormanların içine doğru yayılmasının orman yangınlarının boyutunu ve niteliğini değiştirdiğini belirtti. Akkemik, geçmişte sadece Orman Genel Müdürlüğü’nün sorunu gibi görülen orman yangınlarının günümüzde kentlinin ve yerel yönetimlerin de sorunu haline geldiğini ifade etti.
‘ENERJİ NAKİL HATLARI ORMANLARDAN GEÇİRİLMEMELİ’
Akkemik ÇEKÜL Vakfı’nın orman yangınlarının önlenmesi için hazırladığı önerileri ise şöyle sıraladı:
“Var olan orman alanlarımızın ‘orman’ vasfı devam etmeli. İnsan eylemi içeren imar izinleri verilmemeli. (Madencilik, dinlenme-konaklama tesisleri, enerji tesisleri gibi)
Enerji nakil hatları ormanlardan geçirilmemeli, mutlaka geçirilmek zorundaysa düzenli bakımları yapılmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.
Orman yangını risklerini gösteren teknolojik donanımlarla bilimsel verileri kullanarak stratejik planlar hazırlanmalı ve tüm yetkili kesimlerle, sivil örgütlerle, halkla paylaşılmalı.
İlgili bakanlıklarda ve alt birimlerinde işin ehli, uzman kadrolar görev almalı.
İklim değişikliği nedeniyle yaz aylarının uzaması, sıcaklığın artması ve nemin düşmesiyle yangın riski taşıyan bölgelerde ormanlık alanlara girişler yasaklanmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.
Ormanların koruyucusu olan orman köylüleri desteklenmeli, yaşam kültürleri korunmalı.
Büyük kentler ve ormanlar arasında tampon bölgeler yaratılmalı.
Yerel yönetimler ve orman bölge müdürlükleri işbirliği geliştirmeli, eylem planı hazırlamalı.
Toplumda, doğayı koruma bilincinin geliştirilmesi için eğitim seferberliği başlatılmalı. Bilim insanları, uzmanlar ve ilgili sivil örgütlerle işbirliği yapılmalı.
Yerel ve merkezi yönetimlerin alanda çalışan birimleri güçlendirilmeli, yetkinlik kazanmalı.”